Oğuz Türklerinin kahramanlık öykülerini içeren ve 15 – 16. yüzyıldan günümüze kadar gelen destansı hikayeler Türk Edebiyatı’nda ‘Dede Korkut Hikayeleri’ olarak anılıyor. Şiir ve düz yazının bir arada bulunmuş olduğu bu eserlerde Oğuz boyunun diğeri boylar ile yapmış olduğu savaşlar ve bazı görkemli vakalar anlatılıyor.
Dede Korkut hikâyeleri toplamda 12 değişik hikâyeden oluşuyor. Her birinde ilgi çekici karakterlerin yer almış olduğu bu hikâyeler yazınsal ve zamanı özellikleriyle Türk edebiyatında oldukça önemli bir yer tutuyor. İşte, Dede Korkut hikayelerinin adları, kahramanları ve özellikleri hakkında bilmek isteyeceğiniz detaylar!

Dede Korkut Hikayeleri İsimleri
- Drse Han Oğlu Boğaç Han
- Salur Kazan’ın Evinin Yağmalanması
- Kam Büre Beg Oğlu Bamsi Beyrek
- Kazan Bey’in Oğlu Uruz Bey’in Tutsak Olması Hikayesi
- Koca Duha Oğlu Deli Dumrul Hikayesi
- Kanlı Koca Oğlu Kan Turalı Hikayesi
- Kazıcık Koca Oğlu Yiğenek Hikayesi
- Basat’ın Tepegözü Öldürmesi Hikayesi
- Begil Oğlu Emren’in Hikayesi
- Uşun Koca Oğlu Seyrek Hikayesi
- Salur Kazan’ın Tutsak Olup Oğlu Uruz’un Çıkardığı Hikayesi
- İç Oğuz Dış Oğuz Asi Olup Beyrek’in Öldürülme Hikayesi
Dede Korkut Hikayeleri Karakterleri
- Bamsı Beyrek
- Banu Çiçek,
- Bayındır Han
- Başat
- Deli Dumrul
- Burla Hatun
- Uruz Er

Neredeyse Tüm Kitapları Dizi Olan Gülseren Budayıcıoğlu Kimdir?
Gülseren Budayıcıoğlu,1947 senesinde Ankara’da dünyaya geldi. Aslolan mesleği Psikiyatr olan Budayıoğlu, yazarlık ve sunuculuk da yapıyor.
Dede Korkut Hikayeleri Özellikleri
Destandan halk geçişin temsilcisi olarak malum Dede Korkut Hikayeleri Orta Asya’daki Türklerin Müslüman olmadan önceki dönemine dayanıyor. Türklerin İslam öncesi zamanından izleri muhteviyatında barındıran Dede Korkut Hikayeleri’nin eski adı ‘Kitab-ı Dede Korkut Ala Lisan-ı Tafie-i Oğuzan’ olarak kaynaklarda geçiyor. Oğuzların
Müslüman olduktan sonraki başarılarını özetleyen bu eserlerde değişik halk kahramanlarının mücadeleleri ele alınıyor. Türk zamanı ve töreleri, bu devrin önemli kişilerine meydana getirilen övgüler, anlamlı öğütlerin yer almış olduğu destansı metinler 15 ve 16. yüzyılda bilinmeyen bir kişi tarafınca kaleme alınarak hikâyeler hâline getiriliyor.
Günümüzde ‘Dede Korkut hikayeleri’ne dair iki tane nüsha mevcut. Bunlardan birisi Almanya Dresden Kitaplığında yer ediniyor. 6 tane değişik hikâyenin bulunmuş olduğu bir diğeri nüshanın ise Vatikan’da bulunmuş olduğu biliniyor. Dede Korkut hikayelerinin yazınsal özellikleri ise şu şekilde sıralanıyor:
- Toplamda 12 tane hikâye ve öncesinde bir tane önsöz bulunuyor.
- Hem gerçek hem de görkemli olayların bir arada bulunmuş olduğu bir yapıt olma özelliği taşıyor.
- ‘Dede Korkut’ olarak anılan karakter bilinmeyen bir halk ozanı’ olarak biliniyor.
- Kahramanlık, cenk, aşk şeklinde çeşitli mevzuları içeren bu hikâyelerde ‘yiğitlik’ algısı ön plana çıkarılıyor.
- Nazım ve nesirin iç içe olduğu bir eserdir. Duygusal anlamda yoğunluklu bir anlatımın olduğu bölümlerde nazım kullanımı görülüyor.
- Dede Korkut hikâyeleri Azerî Türkçesi ile yazılmış.
- Türk tarihinde oldukça önemli bir yapıt olma özelliği taşıyor. Yunanlılar için Odysseia ve Ilyada ne kadar önemliyse, Dede Korkut hikayeleri de Türkler için aynı önemi taşıyor.
